top of page
Yazarın fotoğrafıBerna Biçer

NEREYE YÜRÜYOR BU MANKENLER?

Balenciaga, geçtiğimiz günlerde hazırladığı Resort 2023 koleksiyonunu farklı bir gösteriyle moda severlerin beğenisine sundu. Hazırladığı koleksiyonlarla her zaman moda dünyasında büyük yankı uyandıran marka, bu sene de ününü yine geniş kitlelere duyurmayı başardı. Gelin şimdi hem Balenciaga markasını daha yakından tanıyalım hem de koleksiyona göz atıp bu yeni nesil defile gösterisinin alt metnini biraz irdeleyelim.

Görsel: Vogue Runway

1895 yılında İspanya’da doğan Cristóbal Balenciaga, 1937 yılında Balenciaga markasını kurdu. Kaliteli kumaş kullanımına ve yenilikçi kesim tekniklerine çok önem veren ünlü İspanyol moda tasarımcısı, aynı zamanda kalıpta da kusursuz işler çıkartan bir zanaatkardı. Bütün bunların birleşmesiyle Balenciaga markası kurulduğu günden bu yana iyi bir çizgi yakalamış ve büyük bir başarı elde etmiştir. Şimdi ise Gucci Group bünyesinde olan ve kreatif direktörlüğünü Demna Gvasalia’ nın üstlendiği Balenciaga markası, Cristóbal Balenciaga’nın yarattığı çizgiden giden ve her geçen gün daha da büyüyen, gelişen bir marka haline gelmiştir.

Görsel: Hunter Abrams

Yaptığı defilelerle moda dünyasına yön veren marka, bu sene de New York’ta ilgi çekici bir gösteriye imza attı. İlk kez bir defileye ev sahipliği yapan New York Menkul Kıymetler Borsası Binası’nda gerçekleşen gösteri üç farklı bölümden oluştu. Birinci bölümde oversize takım elbiseler, trençkotlar lüks klasik bir gardırobu oluştururken, ikinci bölümde payetli elbiseler, ipek bluzlar ve deri çizmelerden oluşan gece kıyafetleri sunuldu. Son bölümde sunulan Adidas iş birliğiyle hazırlanan tasarımlar ise büyük ilgi topladı. Koleksiyon için Adidas’ın yonca logosu ve Balenciaga yazısı birleştirilerek ortak bir logo yaratıldı. Oversize tişörtlerin, eşofman takımların ve kalın tabanlı büyük ayakkabıların ön plana çıktığı defilede klasik ve spor giyim birleştirilerek her arzuya göre bir tasarım sunulmuş oldu. Koleksiyonun renk paletini ise siyah ağırlıklı olmak üzere, lacivert, hâkî yeşil gibi koyu renkler oluşturdu. Tasarımları, vücutları ve yüzleri tamamen lateks kaplı, renkli peruklar takan, agresif yürüyüşlü mankenler taşıdı. Peki böyle bir atmosfer yaratılırken ne düşünülmüştü ve önemlisi bu mankenler nereye yürüyordu?

Görsel: Vogue Runway

“Korkunç bir dünyada yaşıyoruz ve bence moda bunun bir yansıması… Bence oldukça, oldukça acil bir gösteriydi” diyor Demna Gvasalia. Bu bağlamda defilenin arka planındaki detaylara biraz odaklanalım. Defile boyunca ekranlarda Disney, Pfizer, Twitter, VISA gibi markaların sahte borsa rakamları yayınlandı fakat ekranlar hacklenmiş gibi sürekli bozuk gözüküyordu. Mankenlerin bazıları ellerinde logosu karalanmış Starbucks bardakları taşıyordu. Gelen davetliler ise borsa memurları gibi masaların etrafına oturtulmuştu. Bu karanlık gösterinin genelinde bir huzursuzluk sağlanmak istenmişti. Modayı bir ifade aracı olarak gören Demna aslında çağımız moda dünyasına eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmış, “paranın gücü” gerçeğine odaklanarak para ve kimlik arasındaki dengesizliğe dikkat çekmişti. Yüzleri gözükmeyen ve aceleyle bir yere yetişmeye çalışan mankenler, sanki tükettikçe tüketen, hep daha fazlasını isteyen ve nereye varıldığı bilinmeyen bu yarış içerisinde duygularını yitiren toplumu temsil ediyordu. Defilenin New York Menkul Kıymetler Borsa Binası’nda yapılması da bu fikri destekleyen bir unsurdu.


Önümüzdeki dönemlerde bu tarz eleştirel defilelerin daha çok ön plana çıkacağını düşünüyor ve modanın bu yadsınamaz ifade gücünün kullanılmasını destekliyorum.

Görsel: Vogue Runway


3 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

MODA VE SANAT

댓글


bottom of page