top of page

LİKYA'NIN SPOR BAŞKENTİ: TLOS

8 gün süren tatilimizde Fethiye'nin doğal güzelliklerinin yanı sıra sahip olduğu kültürel miraslara da yakından bakma fırsatı elde ettik. Saklıkent Kanyonu'na çok yakın olan Tlos Antik Kenti size iyi ki gezmişim dedirtecek türden!

Spor Başkenti

Tlos’un MÖ 14.yy.'da Hitit metinlerinde Lukka topraklarındaki Dlawa, daha sonraki dönemde Likçe yazıtlarda geçen Tlawa ile Grekçe metinlerdeki Tlos kenti ile aynı şehir olduğu ve kuruluşunun MÖ 2000’lere kadar gittiği kabul edilmektedir.


Yukarıda gördüğünüz stadyumu ve ortasındaki olimpik yüzme havuzudur. Stadyumun arkasında ise Tlos'un bugüne kadar ayakta kalan en sağlam yapısı tiyatrosu yer almaktadır. Ayrıca tiyatro kazılarında bulunan günümüzde Fethiye Müzesi'nde sergilenen Roma İmparatoru Hadrianus, Marcus Aurelius ve Antonius Pius'u aşağıda görebilirsiniz.



Kent değil, ÜLKE!

Tlos Antik Kenti; Xanthos, Patara Pınara, Olympos ve Myra gibi birliğin üç oy hakkına sahip en büyük altı şehrinden biri kabul edilmiştir. Bu demek oluyor ki yeterince büyük ve sözü geçen bir kentmiş. Hatta o kadar büyükmüş ki, Hititlerin anal yıllıklarında Tlos'tan ''ÜLKE'' olarak bahsedilmekteymiş. Dlawa Ülkesi!



Dini Merkez



Kaynakça: http://tlos.akdeniz.edu.tr/kronos-tapinagi/


Hristiyanlık tarihi açısından da önemli bir merkez olan Tlos, zamanında Likya’nın en önemli piskoposluk merkezlerinden biri olarak görev yapmış. Dinsel önemini ise MS 12. yüzyıla kadar devam ettirmiş. Din merkez olmasını kanıtlayan durum; Tlos'ta bulunmuş olan Kronos Tapınağı. Kronos, mitolojide çok önemli bir yere sahip çünkü Tanrı Zeus’un babası olarak bilinen bir Titan’dır. Yani diyeceğim o ki Kronos Tapınağı; en büyük tanrının tapınağı demek! Tabi bu ismi Roma zamanında alıyor. Likya zamanında ise Likyalılar'ın Gök Tanrısı yani en büyük tanrısı Türgas’ın Tapınağı.


Osmanlı'ya Kadar...



Pers işgali ile Likya Birliği tamamen yıkılmış. Roma İmparatorluğu dönemine kadar Tlos başka ırkların boyunduruğu altında yaşamış. M.Ö 168 yılında ise Roma, Likya’nın bağımsızlığını tanımış. Daha sonra bağımsızlığa ek olarak Roma İmparatoru Claudius, Likya Bölgesi’ni Roma eyaletine dönüştürmüş. Böylece Tlos, Likya içerisindeki Metropolis konumunu ve önemini sürdürmeyi başarmış.




Tlos, Likya sınırları içerisindeki önemini Osmanlı Dönemi’nde de korumuş. Bölgeye en son 19. yüzyılda gelen ve “Kanlı Ali Ağa” olarak ünlenen Osmanlı Derebeyi, Tlos Akropolünün zirvesine antik dönem kalıntılarını da kullanarak şatosunu inşa etmiştir. Bugünkü modern Yaka Köyü de antik Tlos yerleşiminin üzerine kurulmuştur.


Bellerophon Kaya Mezarlığı



Kaynak: https://docplayer.biz.tr/67998207-Prof-dr-omer-ozyigit-e-armagan-studies-in-honour-of-omer-ozyigit-ayribasim-offprint.html


Tlos'taki en ilgi çeken yapılar kaya mezarları, kaya mezarları içerisinde de en önemlisi Bellerophon'un mezarı. Yalnız buraya yol üzerinde hemen Tlos'a gelirken çekiyorsunuz. Eğer gitmek isterseniz; Tlos Kaya mezarlarının yamaç tarafından inilen bir patikası var, (biz görevliye sorduğumuzda gidilmiyor dedi ama arabayla karşısından bakılınca patikayı gördük) oradan inebilirsiniz.

Bellerophon'un mezarı’nın görkemli hikayesi ise başka bir yazıya kalsın… Bir gezinin daha sonuna geldik :) Umarım beğenmişsinizdir, kendinize iyi bakın!





229 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

MODA VE SANAT

Comments


bottom of page