top of page
Yazarın fotoğrafıBÜŞRA KARA

İÇİNİZDEKİ ÇOCUK

"İçimizdeki çocuk aslında anlamsız duyguları olan ve genellikle bu duyguları nasıl ifade edeceğini bilemeyen masum, savunmasız, mantıklı düşünmeyen hep bir arayış içinde olan ama aslında gerçek duygularımızı yaşadığımız "küçük siz"dir."

Bir yetişkin olarak artık içinizdeki "küçük siz" ile ilgilenmek zorlaşabiliyor ve gün geçtikçe artan duygu, stres ve korku anlarında fazla endişeye kapılabiliyoruz bu durumda kendinizi sakinleştirmeyi öğrenmek aslında sizin işiniz. Karşılıklı iletişimlerimiz de endişeli ve kaçınmacı tavırlar sergileyen genellikle kendilerini aşırı derecede sıkan, kontrol altına girdiğini zannedip kendine baskı uygulayan, her şeyi ben bilirim edasıyla yapacağı bir işte yanlışa yer vermeyen "ben en doğrusunu yaparım"a hedeflenmiş bir birey aslında kendinden uzaklaşmış, özgüveni düşük, içine kapanan ve iletişim gücü zayıf bir birey olarak görünür. Bu denklemde eğer endişeli kişi sizseniz, kaçınan ve kendinden uzaklaşmaya başlamış bir birey haline gelebiliyorsunuz demektir. Bu durumda biraz yavaşlamayı denemeliyiz. İçimizdeki çocuğun sesini duyup duygularını hissetmeye çalışmalıyız. Büyük duyguların ortasından o "küçük siz" ile birlikte olmanız size dışarıdan bir göz ile kendinize bakabilmeyi öğretecek ve o anda neler hissettiğinizi anlamak için bir fırsat doğacak.


Karşınızdaki bir kişi ile herhangi bir sorun yaşadığınız zaman onların size olan tavır ve davranışlarına odaklandığınız sürece bu kalıp değişmeyecektir. Duruma yeni bir bakış açısı ile baktığımız da ise kalıplar kırılır ve yalnızca davranışlarımızı değil aynı zamanda kendi iç diyaloğumuzu da değiştirir. Öncelik olarak kendinize değer verip o an ne düşünüyorsanız ve ne hissediyorsanız ona odaklanmalı ve içinizde ki o çocuğun sesini dinlemelisiniz. Sorunun sizin dışımızda olduğuna inanmadığınız sürece, güvenli bir ortağınız olsa bile oluşan kalıplar tekrar tekrar ortaya çıkmanın bir yolunu bulacaktır. Bu dinamikte endişeli bir birey olarak sorumluluğunuz, kendinize nasıl değer vereceğimizi öğrenmek hem kendi üzerinizdeki hem de karşı taraftaki kişilerin üzerindeki baskıyı azaltmaktır. Endişe duyduğunuz anlarda kendi kendinizi yatıştırmak, kendinizi nasıl sakinleştirbileceğinizi öğrenmek, korktuğunuzda kendiniz için tam da o anda olmak ve en önemlisi içinizdeki çocuğu dinlemek gerekiyor.


Özünüzde, içinizdeki çocuğa annelik ediyorsunuz; içinizdeki ilgiye ihtiyacı olan, güvende hissetmek, görülmek, duyulmak ve sevilmek isteyen o küçüğü beslemek gerekiyor. O boşluğu geçici olarak doldurabilecek insanları bulabiliriz ama günün sonunda kendinize yer ayırabileceğinizi öğrenmekten daha iyileştirici bir şey yoktur.

180 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

MODA VE SANAT

Commenti


bottom of page